Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Özgürlüğe Mahkûm Olmak - I (İsmail Sen)

Jean-Paul Sartre Jean Paul Sartre’ın ifadesiyle; insan, özgür olmaya mahkûm bir varlıktır. ‘’ Özgür olmaya mahkûm olmak. ’’ Kulağa biraz tuhaf geliyor. İlk Aklıma gelen; insanı özgürlüğe iten hareket ettirici bir varlık olabilir mi? Sorusu oluyor. Yetke ile özgürlüğe mahk û m edilen bir insan da ne kadar özgür olabilir? Şüphesiz Sartre burada mahkûm ettirici güç olarak Tanrıyı işaret etmiyor. Kastedilen mahkûmiyet bir durumu temsil ediyor. insanın mahkûm olduğu şey özünü oluşturmakta özgür olması ve anlamsız varlığını anlamlı hale getirmesi durumudur. İnsan hayatı birden fazla olanakları içinde barındırır ve bu olanaklar içerisinde kendi anlamını yaratır. İnsanın özü belki de varlığından önce tayin edilmiş olsaydı topun ağzından çıkan gülle gibi tek bir doğrultuda giderek varoluşunu anlamlandırma özgürlüğüne sahip olmayacaktı.  Mevcut durumundaysa insanın kendi hayatını anlamlandırma özgürlüğünün de bir bedeli yok değil… ‘’insan, yarattığı anlamlar ve imgeler üzerine çatı

Sonlu Olmak (İsmail Sen)

Ölüm ve Sonrası Ritüelleri, Soyut Varoluş Biçimleri İrvin D. Yalom Irvin Yalom , ‘ Güneşe bakmak ölümle yüzleşmek ’ adlı kitabında insanların tıpkı cinsel güdülerini ve yabani birçok duygularını bastırdıkları gibi kendi mutlak ölümleri hususunda da aynı yöntemi kullandıklarını söylemektedir. Ölüm hangi bedende görünür hale gelse ve ölüme yaklaşan beden yakın bir dostumuz dahi olsa aramıza mesafe koymak isteriz. Ölümün yakın dostumuzla birlikte bizi de alıp götürmesinden korkarak karşıtıymışçasına yaşamı öne süreriz. Hâlbuki tutunduğumuz yaşam da ölüme olan yolculuktan ibarettir.   İnsan, değer sistemlerini bu yolculukta oluşturur, ona tutunur, dolaylı yoldan varoluşunu devam ettirir. Kimi cennet fantezilerine meftun halde sefasını süremediği hayatı ahrette yaşayacağını; kimi yaşadığı güzel hayatın ahrette de devam edeceğini düşleyerek dini usullere göre gömülmeyi arzularken kimi de krematoryumda yakılmak istiyor… Yaşam üslubuna bağlı olarak ölüm sonrası ritüelleri de

Medeniyetin Cümle Kapısı (Anıl Uluçay)

12.10.2018 Bugün Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesinin konuğu “Atatürk’ün Doktoru” olarak tanınan Mim Kemal Öke’nin torunu ve dedesi ile aynı isme sahip  Siyaset Bilimi Profesörü Sayın Mim Kemal Öke idi. Sn.Öke’nin üniversitemize gelmesinde öncü olan ve yeni kurulduğu halde hızlı bir başlangıç ile başarılar ile dolu bir topluluk olacağını gösteren Uluslararası İlişkiler Topluluğunu bir kez daha tebrik etmekte fayda var. Mim Kemal Öke ile alakalı kısa bir bilgi vermek gerekirse kendisi 35 yaşında profesör olarak Türkiye’nin en genç profesörü ünvanını almış ve akademik çalışmaları,makaleleri dışında üç tane de yayınlanmış romanı bulunmaktadır. Aynı zamanda Öke eğitimini tamamladıktan sonra BM de danışmanlık görevinide üstlenmiş ve Türkiye’yi gururlandırmıştır.  Üniversitemizde ki konferans Doç.Dr.İsmail Şahin moderatörlüğünde Prof.Dr.Mim Kemal Öke’nin karışımı ile başladı ve Birey, Devlet, Sistem temelleri üzerinde yükselen güzel bir konuşma gerçekleştirildi. Mim Kemal Öke dünya