Okuduğum ilk Gazali kitabı oldu ''Tefekkür.'' * Malum, basmakalıp bir yargıyla: ''İmam Gazali İslam medeniyetinin gerilemesine neden olmuştur''
denir. Bu görüşün elle tutulur bir tarafı var mıdır yok mudur emin olmak
maksadıyla okumaya başladım. Okumaya
karar vermemde felsefeci Sadık Usta'nın bir röportajının da etkili olduğunu söyleyebilirim. İslam
medeniyetinin çöküşüne ilişkin kendisinden alıntıyla:
''İslam medeniyeti
Gazali henüz doğmadan çöküşe başlamıştı. 11. yüzyılın başlarından itibaren
İslam âleminin üç farklı halifesi vardı; yine İslam âlemi, birbirinin gözünü
oyan 10 farklı devlet ve onlarca beylik tarafından yönetiliyordu. Görüldüğü
gibi ortak bir ideal kalmamıştı; ekonomi çöküşteydi, bilimsel faaliyetse
sekteye uğramıştı; büyük düşün adamlarını yaratan toplumsal dinamizm durulmuş,
bilimsel iklim çoktan yok olmuştu. Kuşkusuz Gazali’nin felsefeye bakış açısı
olumlu değildi fakat o hiçbir yerde felsefeyi bütünüyle lanetlememişti. O
felsefenin yetkin insanların uğraş alanı olduğunu, sıradan halkın felsefeyle
ilgilenmesinin imana ilişkin şüpheler doğuracağını söylemiştir. Gazali
döneminin en parlak zihinlerinden biriydi ki o Farabi’nin, İbn Sina’nın ve
Yunan filozoflarının felsefi açıklarını yakalayacak kadar zeki bir insandı ve
aslında felsefenin gelişmesini sağlayan önemli sorular ortaya atmıştı.''
Eminim ki birçok kişi, o basmakalıp yargıya herhangi bir
Gazali eseri okuma zahmetine girişmeden teşne oluyor. (Baştan belirtmek gerekirse yalnızca bir kitabını okuyarak Gazali’yi
gerilemenin nedeni gösterecek veyahut aksini iddia edecek değilim.)
Peki, ''Tefekkür,
Düşünmenin Fazileti'' kitabı bize ne anlatıyor?
Kitabın içeriğine ilişkin bir hadisle başlıyoruz:
''Allah'ın yarattığı
varlıklar hakkında düşünün/tefekküre dalın. Ancak Allah'ın zatı hakkında
tefekküre dalmayın/düşünmeyin. çünkü siz gerçekten gereğince Allah'ı Takdir
edemezsiniz.''
Gazzali'nin tefekkür konusunda ele aldığı husus, kulun
Rabbiyle olan ilişkisine dair düşünce, Rabbin büyüklüğünü, azametini, fiilleri
üzerinden idrak etmedir. İnsanın kendi bedeni üzerinden tefekkürünü etraflıca
işler. Dil, kulak, mide, göz gibi organları tefekkür sayesinde terbiye
edebileceğine değinir.
Cimrilik, kibir, kendini beğenmişlik, riya, haset, oburluk,
cinsel manada aşırılık, aşırı derecede mal sevgisinin, makama ve mevkiye
düşkünlüğün karşına bedii ve güzel olan davranışları koyar. Klasik bir
yaklaşımla korkuya da yer açar. Der ki Gazali tefekkürle ‘’tedebbür’’ yani tedbirli olarak bir şeyin sonunu düşünmek;
‘’Kişi arınabilmek
için kalbine korku halini, açık ve gizlideki günahlarını göz önüne getirmeli,
sonra ölüm halini, biçimini Münker ve Nekir meleklerini, kabir azabı ve kabirde
olan mahlûkatları vb. Olayları’’
Gazali’ye göre Allah'ın zatını düşünmek avam tabakasına göre
değildir. ''Onların, Allah'ın zatını
düşünmesi, yarasaların güneşin karşısındaki haline benzer'' demektedir. ''Nasıl ki yarasa güneşe nazar edemiyorsa
avam tabakasının bakışı da Allah'ın zatı karşısında çaresiz kalacaktır.''
‘’Kimi yetkin âlimlerin Allah'ın zatına bakışını ise insanların güneşe olan bakışına’’ benzetir.
Kaldı ki onların da bakışı yetersizdir ve kafa karışıklıklarına neden
olmaktadır. ''Allah, mekândan, yön ve
cihetten yücedir, münezzehtir, mukaddestir. Allah ne bu âlemin içindedir, ne
dışındadır. Ne bu âlemle bitişiktir ne de ayrıdır gibi''
Gazali'ye göre değilleme mantığıyla inkâra dahi gidebilirsiniz. O sebeple bu
tip kavramsal tartışmaların sıradan insanları imanından etmesi yüksek ihtimaldir...
Gazali'ye göre; ‘’Allah,
Varolan hiç bir şeye benzemeyen varlıktır. O'nu bilebilmek için Allah olabilmek
gerekir. Allah'ın da eşi ve benzeri olmadığına göre yalnızca Allah kendisini
bilebilir.’’ Biz ancak Allahın fiillerini tefekkür ederek kendisi hakkında fikir
sahibi olabiliriz. İnsan kendi bedenini, varoluşunu ve içine düştüğü dünyayı
sorgulayarak Tanrı’sına ulaşabilir ancak…
Nitekim Tasavvufun ilkelerinden biridir: ‘’Kendini bilen Rabbini bilir.’’
* Tefekkür, Düşünmenin Fazileti/İmam-ı Gazali - Çelik Yayınları
Yorumlar
Yorum Gönder