8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününe Düzenin Dışından Bir Bakış
Ne zor kadın olmak! Hele ki böyle bir ülkede. Kadının hor görüldüğü, ezilmeye çalışıldığı, pasifleştirildiği, kadına kadın olduğunun unutturulduğu bir ülkede...
İşte
böyle bir ülkede 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü bile yanlış lanse ediliyor
insanlara. Kapitalizme, patronlara karsı mücadele etmiş, hakkını aramak uğruna bu
mücadelede ölümle yüzleşmiş kadınlara ihanettir şimdi kadınlar gününün
kapitalizme hizmet etmesi. 8 Mart 1857 de ABD’nin New York şehrinde 40.000
emekçi kadının çalışma saatlerinin azaltılması için başlattığı bir direniştir,
mücadele günüdür. Polisin fabrikaya kapatıp yaktığı 129 kadının mücadelesinin
sesidir 8 Mart. Yani kapitalizmin bize aşılamaya çalıştığı gibi bir alışveriş
ve indirimler günü değil kadınların mücadeleleri uğruna ödediği bedelin
simgesidir 8 Mart. Yani 8 Martın rengi pembe ya da mor değil
"kızıl"dır.
Kadınlara
seçme ve seçilme hakkının ilk tanındığı ülkelerden biri olan Türkiye'de kadının
günümüzde geldiği nokta İslami faşizmin elinde can çekişmektedir. Bugün
kadınlara kaç çocuk doğuracağından, yolda nasıl yürüyeceğine, nasıl kahkaha
atacağına, neyi giymesi gerektiğine kadar müdahale edilmektedir. Kadına nasıl
kadın olacağı öğretilmeye çalışılmaktadır. Bugün adaletin mülkün temeli olduğu
söylenen ülkemizde adalet kadınlar için öyle bir yere getirilmiştir ki iyi hal
indirimleri havada uçuşmaktadır. "O saatte ne işi varmış sokakta
canım!" veyahut "o da o kadar kısa giymeseymiş!" hatta daha da
çirkini "benim işim yarıda kaldı işimi tamamlayamadım" diyip,
mahkemeye suçunu örtecekmişçesine takım elbiseyle çıkan ve iyi hal indirimi
kapsamında suçluların suçunun düşürüldüğü bir ülkeye dönüşmüştür Türkiye.
Piyasacı
çıkarlar uğruna ucuz, esnek ve güvencesiz çalıştırılan kadınlar olduğu kadar
çalıştıkları saatler görmezden gelinerek iş yerinde uğradıkları sömürü
yetmezmişçesine ev içinde de sömürülüyorlar. Kadınlar patron sömürüsünü, dinci
gericiliği, adaletsiz yargı süreçlerini meşrulaştırmaya çalışan bu düzende
ayakta durmaya çalışıyor. Kadınlara yönelik fiziksel, cinsel ve zihinsel
şiddete karşı yasal olarak aciz kalan siyasi iktidar;kadınları yaşamın her
alanından uzak tutmaya devam ediyor.
Tüm
emekçi kadınlar sömürü düzenini normalleştirmeye çalışan bu sisteme karşı
mücadele etmek zorundalardır! Bu uğurda
mücadele eden bütün emekçi kadınları selamlıyor ve 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar
Gününü tüm devrimci duygularımla kutluyorum!
"Unutulmamalıdır ki dünya kadının emeğiyle güzelleşir."
Yorumlar
Yorum Gönder