Tarım
Tahılların
yirmi bin yıl önce dahi insan diyetinin bir parçası olduğunu gösteren kanıtlar
olsa da ilk tarımın milattan on bin yıl
önce Mezopotamya da yapıldığını belirtiyor kaynaklar. Ne olduysa ilk tohumun
savrulup toprağın bağrının yarılmasıyla olmuş. Tarımdan kaynaklanan artı değer,
toplumsal sınıfların oluşmasına olanak sağlamış. Çiftçisi, askeri, takunya
takimi ve yönetici kadrosu oluşmuş. Aşağıda biraz daha detaylı bir tablo
vermeye çalıştım. Tabi elmanın arpanın yan yana toplu üretildiği bir yerde köle
kullanmak avcı toplayıcı topluma göre daha mantıklı bir hale gelmiş ve olan olmuş.
Tarım
toplumu genel sınıflandırılması
Artı değer
yukarı, baskı aşağı, yani
senin ürettiğini yukarıdakiler yerken sen onların bokunda boğulursun. Evet, bu
çiftçilik işi seni yaban sığırından (avcı toplayıcı topluluk üyesi iken)
uvendirek altında inleyen bir öküze dönüştürmüş olabilir ama bu insanlığın aydınlanma
yolundaki sancılı yolculuğunun ilk adımıydı. Bu arada bana nereden biliyorsun köle
olacağımı belki de kahraman bir asker olacaktım adıma destanlar yazılacak diyen
akıllıya. Ninemin öküzün bokunu harmana düşmesin diye nasıl fırlayıp avuçladığını
hatırla. Arkeoloji müzesinde mermere yontulmuş kılıçlı kalkanlı çok okuz gördüm
ben. İster harman döv ister gelin arabası çek okuz okuzdur. Bunu ilerde daha da
irdeleyeceğiz ama insanin asil hedefinin mutlu olmak olduğunu kabul edersek,
mevki makam ve maddi olanaklar insanları hiçbir zaman tam olarak mutlu edememiştir.
Özellikle sınıfsal ayrımların büyük olduğu toplumlarda görürüz bu doymamışlığı.
Kimse kaşını gözünü oynatmasın, para pul adamı mutlu etse hiçbir rock yıldızı
intihar etmezdi.
Niye aydınlanmanın
yolundaki ilk adim bu toplumlardı? Çünkü ilk defa insanlık tarihinde boş boş oturan
adamları besleyecek kadar çok yiyeceğimiz oldu. Aslında bu devrimle beraber
insan diyetinin kalitesinin düştüğü konusunda elimiz de epey bir delil var.
Fakat burada önemli olan kalite değil süreklilik. Özellikle yazının ortaya çıkısı
ve dolayısıyla bilginin gelecek kuşaklara aktarımı insanlık tarihinin en büyük
atılımı oldu. Avcı toplayıcılar diyet ve evrimsel seçicilikten dolayı daha zeki
ve sağlıklı olabiliyorlar ama insan ırkının en büyük gücü beraber çalışabilme özelliğidir.
Çok güçlü izole edilmiş tek bir bilgisayarı, birbirine İnternet ağıyla bağlı,
sürekli olarak bilgi aktarımında bulunabilen binlerce bilgisayarla karşılaştırın.
Tarımsal üretim olmasaydı, yazıp çizen
bir ruhban sınıfı, düzeni koruyacak bir ordu, hiyerarşiyi sağlayacak bir
yönetim asla mümkün olamazdı.
Artı değer, yani bir çiftçinin yiyebileceğinden
fazla üretim yapması, insan ırkının dünyadaki yolculuğunu kökten bir şekilde
değiştirdi. Artı değere bakışımız buradan da anlaşıldığı üzere klasik sol yaklaşımdan
biraz değişik. Bütün kötülüklerin anası değil aksine artı değer benim gözümde
bir kandilin yağı gibidir. İnsan turunun aydınlanma yolculuğunun yakıtı artı değer
olmuştur. Bugün Marsa bizi taşıyacak roketlerin yakıt depolarını doldurmaya
ilk çiftçinin deposuna kaldırdığı tüketim fazlası tahılla başladık. Hepiniz
tanırsınız şiirlerinden dolayı Hayyam’ı. Onun asil çalışmaları matematik ve
yıldız bilimi konuların da olmuştur aslında.
Hayyam gibi bir insanın bilimsel çalışmalar yapabilmek için şiirler
yazabilmek için neye ihtiyacı vardı. Fizyolojik olarak bir tas çorba ona
fazlasıyla yeterdi sanırım. Çiftçi sınıfının yaratması gereken artı değer
Hayyam'ın karnından çok daha fazla karnı doyuracak kadar yeterli olmalıydı
Hayyam’ın bu ürünleri verebilmesi için.
Hayyam'ı bir buz dağının su üstündeki kısmı gibi düşünün. Böyle bir beynin eserler
üretebilmesi için çok büyük bir artı değer yaratan bir tarım sektörünün olması
gerekiyordu. Bu tarım sektörünü koruyabilecek güçlü bir ordu, merkezi bir
otorite gerekliydi. Hayyam'ın yaşadığı zamanda bu düzeni Selçuklu Türkleri
sağlamıştır. Güçlü ordu, otoriter bir yönetim, süreklilik arz eden bir tarım
faaliyetini mümkün kılmış, ticareti güvenli hale getirmiş, kitapların ve
insanların şehirlerden şehirlere gidip gelebilmesine olanak sağlamıştır. Eğer
Mısır'dan eski Yunan'dan ve Arap yarım adasının diğer yerlerinden insanlar
görüş alışverişinde bulunmasaydı kitaplar bir yerden bir yere gidip tercüme
edilmeseydi. Hayyam diye bir adam asla olmayacaktı.
Hayyam,
Einstein ya da Newton, bütün büyük beyinler büyük bir altyapı sayesinde yapıtlar
verebilmişlerdir. Afrika'nın küçük bir köyünde dünyaya gelseydi Einstein,
koyunun şefi bile olamaz, büyük ihtimalle delisi olurdu ancak. İşte bu yüzden
düzeni sağlayacak orduyu, otoriteyi sağlayacak olan yönetimi ve diğer toplumsal
sınıfları besleyecek artı üretimi sağlayan tarım devrimi insanlık için atılmış
en büyük adım olmuştur.
Yorumlar
Yorum Gönder