İnsan, avcı ve toplayıcılıktan tarıma geçtiği anda daha fazla çalışmak zorunda kaldı. Konar göçerliği terk edip yerleşik düzene geçmeye başlamasıyla daha az protein, daha fazla tahıl tüketmeye başlıyor ve bu durum daha sağlıksız, zayıf bedenlere yol açarak yaşam süresini kısaltıyordu. Bunun sonucunda sosyal hayat daha kompleks hale gelmiş oluyordu. Ekonomiyi ayakta tutan beden işçiliği idi, toprak ilgilenilmesi, korunması gereken en değerli şeydi...
Tarım devrimi, ilk tarım yapan kimi topluluklarda, her ne kadar komün hayatına rastlansa da sınıfsal ayrılıklara yol açıp, seçkinler sınıfını yaratmaktan da geri kalmadı. Seçkinler haz ve doyuma, karın tokluğuna çalışan, sağlıksız bir hayat süren tabakanın kas gücü aracılığı ile ulaşmaktaydı. Sanayi devrimi bir şey vaat etti, üretimde kas gücü azalacak, makinenin gücü artacaktı ve insanlar daha fazla hazza ve doyuma ulaşmak için yeterli zamana kavuşacaktı ama sanıldığı gibi olmadı, aşırı iyimser bir avuntuydu...
Üretme tutkusu insanı daha fazla tutsak hale getirdi. Günümüzde insan hayatı İş, ev, tv, internet, uyku ekseninde, sefil bir esaret içerisinde geçmektedir ve yine insan, hayatından feragat edip kendi ürettiği ürünü köleliğinin karşılığı olarak kazandığı üç kuruşla satın almaya zorunlu kılınmıştır. daha önce Olmak ve Sahip Olmak başlıklı yazımda değindiğim Charlie Chaplin'in Modern Zamanlar filminde olduğu gibi insan, kendine yabancılaşmış ve üretim araçlarının bir parçası haline gelmiş, kendi sefaletinin bile farkına varamaz haldedir.
Tarım devrimi, ilk tarım yapan kimi topluluklarda, her ne kadar komün hayatına rastlansa da sınıfsal ayrılıklara yol açıp, seçkinler sınıfını yaratmaktan da geri kalmadı. Seçkinler haz ve doyuma, karın tokluğuna çalışan, sağlıksız bir hayat süren tabakanın kas gücü aracılığı ile ulaşmaktaydı. Sanayi devrimi bir şey vaat etti, üretimde kas gücü azalacak, makinenin gücü artacaktı ve insanlar daha fazla hazza ve doyuma ulaşmak için yeterli zamana kavuşacaktı ama sanıldığı gibi olmadı, aşırı iyimser bir avuntuydu...
Üretme tutkusu insanı daha fazla tutsak hale getirdi. Günümüzde insan hayatı İş, ev, tv, internet, uyku ekseninde, sefil bir esaret içerisinde geçmektedir ve yine insan, hayatından feragat edip kendi ürettiği ürünü köleliğinin karşılığı olarak kazandığı üç kuruşla satın almaya zorunlu kılınmıştır. daha önce Olmak ve Sahip Olmak başlıklı yazımda değindiğim Charlie Chaplin'in Modern Zamanlar filminde olduğu gibi insan, kendine yabancılaşmış ve üretim araçlarının bir parçası haline gelmiş, kendi sefaletinin bile farkına varamaz haldedir.
Yorumlar
Yorum Gönder