Adem kendisini, bağışlayan, bereketli, bereketli gökyüzüne; Lilith'i de ürün veren toprağa benzetiyordu. Lilith Adem'in bu baskısına dayanamadı fakat boyun da eğmedi ; Tanrı'nın yasak olan bir ismini söyledi, cennetten atıldı ve göğe yükseldi. Böylece cennetten ve tüm nimetlerinden vazgeçti, dışlanmışların arasına katıldı. Şeytanla birlikte oldu ve ondan çocuklar doğurdu.
Yalnızlığa daha fazla dayanamayan Adem,
Tanrı'ya yalvararak Lilith'i geri istediğini söyler. Bunun
üzerine Tanrı, üç meleğini Lilith'i ikna etmeleri ve eğer
gelmezse her gün çocuklarından
birini öldüreceğini söylemeleri için gönderir.
Lilith bu tehditlere ve baskılara rağmen dönmez. Ve
Tanrı dediğini yerine getirir. Hiç çocuğu kalmayıncaya kadar Lilith'in çocuklarını öldürmeye devam eder.
Tanrı, Adem'e onun kaburgasından yeni bir
eş yaratır. Havva özellikle Adem'le eşit yaratılmaz. Adem'le
Havva'nın çocukları olur. İtaatkar, cinselliği
edilgen, fedakar anne Havva'ya karşı ; asi ,baştan çıkarıcı,
isyankar, kötü kadın
Lilith. Lilith Ademoğulları'ndan doğacak her bebeği öldürmeye yemin eder ve her bebek doğduğunda onu öldürmek için gelir. Bu nedendendir ki yeni doğan
bebek kırk gün yalnız bırakılmaz, kırk gün bebeğin kıyafetleri dışarı asılmaz. Ki Lilith o evde bebek olduğunu
anlamasın.
Bu efsaneyi bilmeyenler de var elbette.
Ancak hepimiz beynimizin derinlerine
yerleştirilen bu mitlerin gölgesinde büyüdük , yaşadık. Bilinçli ebeveynleri olanlar daha şanslıydı tabii. Peki aydınlanmış(!)
zihinlerimize rağmen nedir bu loğusalık kabusları? Lilith mi peşimizi bırakmıyor
yoksa biz mi korkuyoruz içimizdeki Lilith'ten?
Yorumlar
Yorum Gönder