Ölüm ve Duygu Pornografisi (İsmail Sen)


Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Çetin Emeç gibi ismini sayamadığım
Uğur Mumcu
nice aydınımızı kaybettik. Birçoğu için birbirini tekrar eden nice etkinlikler düzenleniyor şarkılar, şiirler okunuyor, gözyaşı dökülüyor, karanfiller bırakılıyor lakin onları anlayabilmek için en ufak bir çaba gösterilmiyor. Matem havası kalıtsal bir lanete dönüşmüş birbirini tekrar eden duygu sömürüsünden başka elimizden bir şey gelmiyor.

24 Ocak’ta Bandırma’da düzenlenen Uğur Mumcu anmasının yapılacağı salonun önüne koyulan temsili kanlı otomobil kapısı, lastiği, plakası akla, vicdana, ilerlemeye önem veren her insanı rahatsız etmesi gerekiyor. Aynı kanlı otomobil kapısı önceki anmalarda sahnenin içerisindeyken bu kez dışarı çıkmış. Çarmıhtaki İsa gibi dini sembol haline gelmeye başlaması beni rahatsız ettiğinden salona girmeye gerek dahi duymadım. Bir çeşit çilecilik mantığı ile Uğur Mumcu gibi değerleri anmak faydasız bir tutum.

Bağımsız ve patronsuz internet üzerinden yayın yapan ve en az Uğur Mumcu kadar vicdan sahibi Gazeteci Ünsal Ünlü şöyle diyordu 23 Ocak’ta;

“Katledilmiş pek çok aydın için güzellemeler yapılacak. Yapılacak yapılmasına da kimse sormayacak bu insanlar kendilerini ölüme götüren süreci yaşarken ben ne yapıyordum?”

Barış Manço Kültür Merkezi Önü
İşte bu soruyu soramadığımız zaman insanlık için çile yüklenen Hz. İsa mantığına düşeriz. Ben ne yapıyordum sorusunun ardından Uğur Mumcu ne yapmış diye sormak gerekir. Bunu sorma cesaretini gösteremeyip temsili parçalanmış aracın önünde gözyaşı döküp ağıt yakmak, Uğur Mumcu'nun rahatsız ettiği odakların mutluluğunu arttırmaktan başka bir şeye yaramadığı gibi ideallerine de aykırı bir tutumdur.

Yazmış olduğu Çıkmaz Sokak, Tüfek İcad Oldu, Silah Kaçakçılığı ve Terör, Liberal Çiftlik, Rabıta gibi daha nice eserini tartışmak yerine sembolik parçalanmış araç önünde fotoğraf çektirmek ve göstermelik matem yazısı yazmak düşünmekten aciz bir kafanın tezahürüdür.

Önemseneceğine hiç ihtimal vermiyorum ama benim önerim; Her yıl Uğur Mumcu gibi değerlerin ismine sempozyum, söyleşi ve düşünsel serüveni üzerine tartışmalar yürütülmesi, eserlerinin katılımcılarla paylaşılmasıdır. Uğur Mumcu gibi değerlerin hatırasına yapılacak en güzel armağan katli, matemi diri tutmak değil, Uğur Mumcu’yu Uğur Mumcu yapan etkeni bilmek ve açtığı düşünsel mücadeleyi büyütmektir. 



Hafızandan Öperim Güzel Ülkem

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Olmak ve Sahip Olmak (İsmail Sen)

8 Martın Rengi Pembe ya da Mor Değil "Kızıl"dır. (İlayda Urun)

Tanin no kao / Başkasının yüzü (İsmail Şen)