Ana içeriğe atla

Süper Güç (Zafer Korkmaz)


Kadın : Aşkım diyorum ki önümüzdeki sene hacca gideyim
Erkek : ben gelmem
Kadın : ben gideyim dedim zaten sana gel diyen kim
Erkek : (pis pis güler) nah gidersin
Kadın : ne biçim konuşuyorsun sen be! Neden "NAH" gidermişim?
Erkek : kadınları tek başlarına almıyorlar
Kadın : nasıl yani?
Erkek : baya işte duyduğun gibi
Kadın : o zaman bende bizim Ahmet' le giderim
Erkek : nah gidersin
Kadın : ya sabır ! Yine neden "NAH"mış
Erkek : Ahmet'le sana nikah düşüyor yavrum
Kadın : ne saçmalıyorsun sen be ne nikahı kardeşimden daha yakın biri olduğunu biliyorsun ayrıca adam senin kardeşin!
Erkek : ben biliyorum da dini alimlerimiz bilmiyor.
Kadın : onlara ne be ! Kadın tek gidemezmiş gitmiyorum işte kimle gittiğime ne karışıyorlar
Erkek : (yine pis pis gülerek) sus kız günaha girersin valla ağzın burnun eğrilir...
Kadın : dalga geçme ciddi bir şey konuşuyoruz şurada
Erkek : ya işte olay bu . Kadın sadece ya kocasıyla ya da kendine nikah düşmeyen birisiyle gidebilirmiş. Yani amcan dayın kardeşin vs.
Kadın : hadi be ordan! Onlar olmadan profesör oldum, anne oldum, yazar oldum, ressam oldum, eş oldum, hacı mı olamicam? Saçmalık yanlış biliyorsundur sen kesin. Sonuçta farz yani bu sünnet değil ki...
Erkek : iyi git kendin öğren o zaman
Kadın : tabi ki öyle yapıcam
Ertesi gün...
Kadın : seninle sevişmezsem beni dövebilirmişsin...
Erkek : hı?
Kadın : babam ölürse o şerefsiz kardeşim benden daha çok pay alacakmış sırf erkek diye...
Erkek : ne diyorsun tatlım anlamıyorum
Kadın : dünkü hac mevzusunu araştırayım derken biraz abarttım galiba
Erkek : (basar kahkahayı) eh be güzelim
Kadın : hayır benim anlamadığım şey şu : ben kendimi bildim bileli namazımı kılıyorum , dua ediyorum falan  , sen hiç bir şey yapmıyorsun...
Erkek : (böler) kaç kere cumaya gittim ben be!
Kadın : konuşturma beni! Sırf diğer şirketlerle iş bağlamak için gittiğini ikimizde biliyoruz...
Erkek : (pis pis güler) öyle ya da böyle gittik işte
Kadın : neyse yani demek istediğim şu : inanan bir kadındansa inanmayan bir erkeğin tercih edilme sebebi nedir acaba?
Erkek : git alimlere sor ben nereden bileyim?
Kadın : aman sus be senle konuşan kim zaten. Sesli düşünüyorum ben.

Erkek : (yine gülerek) düşün anam düşün
Bir sonraki gün...
Erkek : hayatım çantam nerede?
Kadın : sakladım
Erkek : sebep?
Kadın : üstün varlıksın ya istediğin her-şeyi yapabilirsin . Bul yani çantanı kendin
Erkek : (afallamıştır) hı?
Kadın : yine aynı mal ifade. (Taklit ederek) HI?
Erkek : manyak mısın sen be çantamı ver hadi geç kalacam!
Kadın : aman tamam be! Vericem ama önce bir soru?
Erkek : (bıkmış) sor hadi
Kadın : ilk kıblemiz neresidir?
Erkek : ilki ve sonumu var lan, hac işte...
Kadın : ha haa bilemedin işte ilk kıblemiz mescid-i aksa
Erkek : hani şu İsrail' in elinde olan
Kadın : tam üstüne bastın
Erkek : (silkelenir) ya biz neden şu anda bunu konuşuyoruz ? Geç kalıyorum !!!
Kadın : evet siz İslamiyeti yöneten süper güçlü müthiş erkekler açıklamak zorunda . Mescid-i aksa neden İsrail'in elinde?
Erkek : hayatım emin ol süper güçlü müthiş biri olsaydım şu anda çantamı bulmuş ve gitmiş olurdum! Ver artık şu çantayı!
Kadın : kafanı iki tarafa çevirmeyi akıl etseydin kapının önünde durduğunu görürdün...
Erkek : (anlamsız sesler çıkartarak sert hareketlerle evden çıkar)
Kadın : ALLAHIM NEDEN BU GERİZEKALI CANLI TÜRÜ? NEDEEEN?

Bir sene sonra ...

(Erkek eve geldiğinde kadın namaz kılıyordur ve erkek heyecanla bir şey söylemek için kadının namazının bitmesini bekler. Kadının namazı biter ve erkek atılır)


Erkek : hayatıııım! Haftaya çok büyük bir anlaşma imzalıyoruz yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik Çok az kaldı!
Kadın : (çığlık atarak boynuna atlar) aaay çok sevindiiiim! Nasıl oldu peki?
Erkek : (Muzaffer bir ifadeyle) birlikte umreye gitmeye ikna ettim !
(Kadın önce okkalı bir tokat atar sonra bir iki saniye sessizlik sonra tekrar aynı şiddette bir tokat daha patlatır. Erkek dona kalmıştır tepki veremez . Zombi görmüş gibidir)
Kadın : (ağlayarak) Canım kocacım benim hacı olacak..


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tanin no kao / Başkasının yüzü (İsmail Şen)

Bir Film, İki Kitap ve Filmi Okumak Bandırma Sinema Amatörleri Derneği’nin ‘’Film Okuma’’ etkinliğinde üçüncü filmimiz 1966 yapımı, Hiroshi Teshigahara tarafından Kobe Abe romanından uyarlanmış  ‘’Tanin No Kao/Başkasının Yüzü’’  filmi oldu. Film, bir iş kazası nedeniyle yüzünü kaybetmiş ‘’ Okuyama’’ isimli bir karakterin hikâyesini anlatıyor. Görünüşün mü kişiliği yoksa kişiliğin mi görünüşü etkilediğine ilişkin bir sorgulama yapıyor. Her ne kadar dernek olarak bu etkinlikleri ‘’Film Okuması’’ olarak niteliyor olsak da konunun uzmanı sayılmayız. Film üzerine bir grup insan amatör bir ruhla oturup tartışıyoruz. Etkinliklerde filmi seçen arkadaşımız bir otorite olarak konuşmuyor, böylelikle samimi bir diyalog imkânı buluyoruz. '’Film Okumak’’ kulağa biraz samimiyetsiz, gereksiz özgüvenli bir iş gibi geliyor. ‘’Film Sohbetleri’’ ya da ‘’ Film Analizi’’ dersek daha iyi olabilir sanki. '' Film analizi '' dediğimizde filmin teknik konularını içerisine

Avcı Toplayıcılar (Ahmet Atak)

Tanrılar çıldırmış olmalı isimli film,   eski bir komedi filmidir.  İnsanları hem güldürüyor, hem de modern toplumlarla avcı toplayıcı toplumların kültürleri arasındaki farkları çok çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Konu Afrika'nın ıssız bir bölgesinde mutlu bir hayat yasayan avcı toplayıcı bir kabilede geçiyor. Günlerden bir gün uçaktan aşağıya atılan bir koka kola şişesi her şeyi altüst ediyor. İlk basta çok yararlı ve kullanışlı bir aygıt olarak algılanıp kullanılıyor bu şişe.  Fakat şişe tarzı başka hiçbir gereçleri olmadığından köyde kimin şişeyi kullanacağı bir tartışma konusu oluyor. Tekliğinden dolayı paylaşılamayan bu sise kavgalara sebep veriyor. Kabilenin lideri bu kötülük getiren nesneyi dünyanın sonundan atarak tanrılara iade etmek için yola çıkıyor.   Filmde aslında üretim araçlarına sahip olma kavgası ve ekonomik üretim süreçlerine vurgu yapılıyor ki burada Marx'tan esinlenildiği çok açık.  Dünyada hala özellikle amazonda çok az sayıda kalsa da bazı avc

Tekerrür'deki Gerçeklik (Murat H. Özcan)

Susmak en güzel cevaptır derdim her zaman milat çok derindeydi oysaki. Kendi miladını yaratmalıydı insan ve yarattı da. Sonra devamı geldi işte, tarih kitaplarından ve homo sapiens'den aşinayız azda olsa konulara. Bağıra bağıra, bir saniye bile susmadan mücadele verdik hayatta. Hayat bize bu kadar borçluyken, ona en sevdiklerimizi adarken, adaleti toprakta aramak saçmalık olmuştu. Sonra mücadele alanı genişledi ve tabi mücadele ettiklerin. Ancak insan hep kaybedendi… Kimisi karşı çıkmak için haksızlıklarla savaştı ama insan yok olmaya en müsait olanıydı. Susmak en güzel cevap derlerdi. Yok olmaya mahkum biri, yok olacağını bile bile neden susarak cevap verirdi? İnsan bedenden bir fani, değersiz bir çamur ve tanrının nefesi kimisine göre, kimisine göre maymun. Bunları duyunca susmak elde değil gibi. Oysa nereden geldiğimiz ne kadar önemli? İnsan kendine nereden geldik sorusu yerine nereye gidiyoruz sorusunu sorsa ne olurdu? Susmazdık sanırım. Değer ve yargılar hep sorgulan

İBADE(R)T - Zafer Korkmaz

Tanrı : Ben seni neden yarattım? Köpek : Hav Tanrı : Aferin. Ya seni? Kedi : Miyav Tanrı : Aferin. Peki ya seni? İnsan : Bilmiyorum tanrım. Tanrı : Nasıl olur? Ben senin beynini bütün bunlarınkinden bin kat daha gelişkin yaratmadım mı? İnsan : Aaa buldum düşüneyim diye? Tanrı : Şimdiye kadar neden düşünmedin o zaman? İnsan : Düşünen bir kaç kişi vardı . Onlarda zamanla hayvan gibi yaşamaya başladı . Korktum tanrım Tanrı : Neyden korktun? İnsan : Hayvan gibi yaşamaktan... Tanrı :Hayvanlar nasıl yaşıyor ki korkasın? İnsan : Yani... Temiz değiller bir kere Tanrı : Saçmalama bence daha fazla. İnsan : Emredersiniz tanrım. Tanrı : (Derin bir iç çeker) (kediye) ben nerede hata yaptım acaba? Kedi : Miyav Tanrı : Sanmam İnsan : Ne dedi tanrım? Gerçi ne derse demiş olsun sonuçta sizin bir yerde hata yaptığınızı söylüyor. Şerefsiz kedi! Şeytan bu şeytan! Tanrı : Bak yavrum, senin ibadetin düşünmektir. Ben seni neden yarattım? İbadet et diye... anlıyor musun beni?