Hayvan hakları yok sayılarak, yapılan her türlü eziyet meşru hale getirildi. Onların yaşam hakkı olduğunu kabul etmedi insanlar. Evet hayvanlar içgüdüleri ile hareket ederler, doğa onları diğer hayvanlardan ve doğadan gelebilecek tehlikelere karşı kodlar ancak Aristoteles’in tanımıyla düşünen hayvanlara karşı bir kodlamaları yoktur. Bu yüzden insan zulmüne karşı bir savunma geliştiremezler.
Halen dişleri için avlanan filler, kürkleri için canlı canlı derileri yüzülen vizonlar, astragan kürkler için annesinin karnından canlı canlı alınan kuzular, bir çok alanda kullanılmak için yağları uğruna öldürülen balinalar, sirklerde insanları güldürmek için çeşitli işkenceler altında eğitilen hayvanlar, bahisçilerin ve sahiplerinin ceplerini doldurmak üzere yarıştırılan, dövüştürülen hayvanlar, sapık insanların cinsel arzularına kurban giden hayvanlar… Bunlar sadece buz dağının görülen kısmı. Peki ya görünmeyen kısmı?
Evet, aynı dünyayı paylaşıyoruz ve dünya artık mavi değil. Dökülen hayvanların kanlarıyla kızıl. Hem de kızılın en vahşi tonunda, dönmeye devam ediyor.
Peki ya ülkemiz? 5199 numaralı kanunla düzenlenen hayvan haklarında Türkiye'nin dünya genelinde durumu ise istatistiklere bakıldığında pedofili ve hayvanlara kötü muamele sebebiyle ilk üçte. Eksiklerden biri de hayvan hakları ihlallerinde hapis cezasının olmayışı. Yaşanan bazı eziyet olayında olduğu gibi suçlu kişi para cezasını ödeyerek, hapse girmeden suçlamalardan kurtulabiliyor. Ceza bedelleri ise her yıl belirlenerek Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından ilan ediliyor. Utan Türkiye diye son avazımıza kadar sesimizi duyurmaya çalışsak da kanunlar değişmediği sürece sadece ve sadece bağırmış olacağız o kadar.
Hayvana şiddet caniliktir, cinayettir. Hayvana tecavüz sapkınlıktır. Bunları görüp susanlar da kötüdür. Çünkü kötülüğün yanında yer almışlardır.
Orta asyada fillerin ağladığına inanılır. Filler ölen başka bir filin etrafında toplanır ve gözyaşı döker. Koca cüsseleri ile insanlığa verdikleri tek tepki budur. Artık filler yalnız ağlamıyorlar kanlarıyla dünyayı ve türkiye’yi sulayan milyonlarca hayvan da göz yaşları ile onları yalnız bırakmıyor.
Geriye cani ve sapık insanların yaptıklarından utananlar kalıyor. Üzgünüz güzel canlılar, güzel hayvanlar dünyayı sizin için cennete çevirmek yerine, sadece varlığınızla, dostluğunuzla güzellik kattığınız dünyada cehennemi yaşatıyorlar.
Dünya aslında bizim değil. Dünya sizin. İnsanlık sizin dünyanızı kuşatmış kanlı bir ordu. Acımasız bir savaşta canilik silahına karşı sadece kötülük beklemeyen gözlerinizde ki o çaresiz bakışlarınız tek silahınız.
Bu adil değil. Hiç değil.
Utan insanlık!
Yorumlar
Yorum Gönder