Gerçeklerden Kaçmak (Anıl Uluçay)

Hayaller bizim vazgeçilmez dayanağınızdır onlar olmadan hayatın gerçeklikleri altında sıkışıp kalırız  ama gerçeklik ve hayal arasından ki farkı idrak edebiliyor ve gerçeklerden kaçmak için her fırsatta hayallere sığınmadan durabiliyor muyuz? Çoğu insan sabah olduğunda güneşin doğuşunu görebildiği için mutlu olmak yerine gerçekliklerin hüznüyle güne başlıyor. Bahsedilen gerçekler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir tabiki ama sizce en ağır gerçekler nelerdir?

İnsanoğlu neden gerçeklikler ile mutlu olamıyor? Bahsedilen gerçeklerin hiç mi iyi tarafları yok?
Bir çok soru sorabiliriz kendimize veya bir başkasına ama önemli olan sorulan soruların cevaplarını verebilmek veya verdirebilmek ancak bunu başarabilirsek gerçeklikler ile mutlu olmaya başlayabiliriz çünkü verdiğimiz cevaplar gerçek sandığımız çoğu şeyin aslında bizim gerçeğimiz olmadığını ve bizim istediğimiz değil bize sunulan, mecbur bırakılan hayatı yaşadığımızı gösterecektir.

Vermediğimiz daha doğrusu vermekten korktuğumuz her cevap aslında farkında olduklarımızın ama kabullenmek istemediklerimizin gün yüzüne çıkmasını istemediğimizden.
Bir şeyi unutuyoruz gün yüzüne çıkmasından korktuklarımız ya ileride biz istemesek de döndüğümüz bir virajda karşımıza çıkarsa?

Bu karşılaşmadan biz yenik olarak çıkarsak işte o zaman ne yapacağımızı biliyor muyuz?
Ülkemizde kitap okuma oranı çok düşük, tv izleme oranı bir o kadar yüksek bana göre bunun nedeni kitap okurken hayal kurmaya kalkıp yazılanların yerine kendimizi koymak istediğimizde gözümüzü kitaptan kaldırınca gerçekle yüz yüze olacağımızı bilmek.

İnsanoğlu görsel olmadan beynini kandırma süresi düşüyor ve ister istemez kısa süreden kaçıyor ama tv ekranlarında izlediklerimizi kendimizle özdeşleştirmek daha kolay çünkü hazır olarak sunulan görseller ile kendimizi kandırmak kolay ve bu sefer süre kitaba oranla daha fazla.

Gün geçtikçe gerçeklikler ile mücadele etme gücümüz azalıyor çünkü çoğu insanın hayatı kendi iradesiyle kurulmuyor ve hazır sunulan hayatı yaşayan insanlar sorumluluklar ile yüz yüze geldiklerinde ne yapacaklarını bilemiyor ve bu nedenle sürekli erteleme yolunu seçiyorlar bir süre sonra ertelenenler attığı adımlarda karşılarına çıkmaya başlayınca çözüm olarak hayat ile olan bağlarını kopartmaya çalışıyorlar.


Güçlü olmak mutlu olmak ile paralel ilerliyor olabilir ama sadece mutluluk değil hırsta güçlü olmak için gerekli etmenlerdendir bunlara sahipsek etrafımızda ki sorumluluklar yetmeyecek başkalarının sorumluluklarına da yardımcı olmak için gönüllü olacağız bahsettiğimiz etmenlere sahip olabilmek için hayal kurmayı öğrenmemiz gerek ama hayal kurarken içerisine az veya çok gerçekliklerden serpiştirmeliyiz gerçeklik ile bağları koparmazsak hırsın doğması an meselesidir.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Olmak ve Sahip Olmak (İsmail Sen)

8 Martın Rengi Pembe ya da Mor Değil "Kızıl"dır. (İlayda Urun)

Tanin no kao / Başkasının yüzü (İsmail Şen)