Hayaller bizim vazgeçilmez dayanağınızdır onlar olmadan
hayatın gerçeklikleri altında sıkışıp kalırız
ama gerçeklik ve hayal arasından ki farkı idrak edebiliyor ve
gerçeklerden kaçmak için her fırsatta hayallere sığınmadan durabiliyor muyuz?
Çoğu insan sabah olduğunda güneşin doğuşunu görebildiği için mutlu olmak yerine
gerçekliklerin hüznüyle güne başlıyor. Bahsedilen gerçekler kişiden kişiye
değişiklik gösterebilir tabiki ama sizce en ağır gerçekler nelerdir?
İnsanoğlu neden gerçeklikler ile mutlu olamıyor? Bahsedilen
gerçeklerin hiç mi iyi tarafları yok?
Bir çok soru sorabiliriz kendimize veya bir başkasına ama
önemli olan sorulan soruların cevaplarını verebilmek veya verdirebilmek ancak
bunu başarabilirsek gerçeklikler ile mutlu olmaya başlayabiliriz çünkü verdiğimiz
cevaplar gerçek sandığımız çoğu şeyin aslında bizim gerçeğimiz olmadığını ve
bizim istediğimiz değil bize sunulan, mecbur bırakılan hayatı yaşadığımızı
gösterecektir.
Vermediğimiz daha doğrusu vermekten korktuğumuz her cevap
aslında farkında olduklarımızın ama kabullenmek istemediklerimizin gün yüzüne
çıkmasını istemediğimizden.
Bir şeyi unutuyoruz gün yüzüne çıkmasından korktuklarımız ya
ileride biz istemesek de döndüğümüz bir virajda karşımıza çıkarsa?
Bu karşılaşmadan biz yenik olarak çıkarsak işte o zaman ne
yapacağımızı biliyor muyuz?
Ülkemizde kitap okuma oranı çok düşük, tv izleme oranı bir o
kadar yüksek bana göre bunun nedeni kitap okurken hayal kurmaya kalkıp
yazılanların yerine kendimizi koymak istediğimizde gözümüzü kitaptan kaldırınca
gerçekle yüz yüze olacağımızı bilmek.
İnsanoğlu görsel olmadan beynini kandırma süresi düşüyor ve
ister istemez kısa süreden kaçıyor ama tv ekranlarında izlediklerimizi
kendimizle özdeşleştirmek daha kolay çünkü hazır olarak sunulan görseller ile
kendimizi kandırmak kolay ve bu sefer süre kitaba oranla daha fazla.
Gün geçtikçe gerçeklikler ile mücadele etme gücümüz azalıyor
çünkü çoğu insanın hayatı kendi iradesiyle kurulmuyor ve hazır sunulan hayatı
yaşayan insanlar sorumluluklar ile yüz yüze geldiklerinde ne yapacaklarını
bilemiyor ve bu nedenle sürekli erteleme yolunu seçiyorlar bir süre sonra
ertelenenler attığı adımlarda karşılarına çıkmaya başlayınca çözüm olarak hayat
ile olan bağlarını kopartmaya çalışıyorlar.
Güçlü olmak mutlu olmak ile paralel ilerliyor olabilir ama
sadece mutluluk değil hırsta güçlü olmak için gerekli etmenlerdendir bunlara
sahipsek etrafımızda ki sorumluluklar yetmeyecek başkalarının sorumluluklarına
da yardımcı olmak için gönüllü olacağız bahsettiğimiz etmenlere sahip olabilmek
için hayal kurmayı öğrenmemiz gerek ama hayal kurarken içerisine az veya çok
gerçekliklerden serpiştirmeliyiz gerçeklik ile bağları koparmazsak hırsın
doğması an meselesidir.
Yorumlar
Yorum Gönder