Birliktelik ve Yalnızlık - Sami Ateş


İpsiz sapsız bağlanacaksın bu hayata, yani yalnız yaşamayı öğreneceksin. Eğer bir kadın dokunmuş saçlarıyla bağlıyorsa seni, önce özgür kalmayı öğreneceksin ki birliktelikte ki serbestliği anlamalısın. Dokunmuş saçlar seni kangrene dönüştürmeden kesesin ki o saçları, o da sarmaşıklıktan kurtulsun ve dik bir ağaca dönüşsün, yalnızlığın gücünü anlamış ve ona boyun eğmiş olmalısın. İşte o zaman yalnızlığı yenebilirsin. Onun gücüne sahip olmak hayatı kendi istediğin gibi yaşayabilmektir. 

Bir kadın ve erkek birlikteliğini ele alalım. Bu birlikte iki tarafta serbestlik yaşamalıdır aksi halde birliktelikteki yalnızlık dediğim durum oluşacaktır. Bir tarafın egemenliği diğer tarafı yalnızlaştırır. Böyle bir durumda yalnız yaşamanın birlikte yaşamaktan farkı var mıdır hem vardır hem yoktur şöyle ki; birliktelikteki yalnızlık durumunda hiçbir şeye kendin karar vermezsin oysa yalnızlık durumundaki gerçek yalnızlık her şeyi insanın kendisinin yönetmesi durumunda bırakır. İnsan birliktelikteki yalnızlık durumunu seçer çünkü gerçek yalnızlık durumu onu korkutur, insan yönlendirilmeyi sever hayatı kendisinin yönlendirmesi yerine başkalarının karar vermesi durumunu daha çok benimser. Benim görüşüm gerçek yalnızlık durumu gerçekten bir erdemdir çünkü onunla yaşamak zordur. Kendi iradene sahip çıkmak ve ona karşı gelmek iç içedir.

Birliktelikte ki serbestlik durumuna tekrar dönelim. Bu durum bir tarafın aldığı bir kararın serbestçe uygulanabilmesini diğer tarafın anladığı durumdur, ona kendisiyle baş başa kalma iznini, yalnız kalma iznini yani belirli bir zamanı istediği gibi değerlendirme iznini verdiği durumdur. Bu zaman değerlendirme işi ben biraz kendime vakit ayırmak istiyorumdur ve hatta bu kendime zaman ayırma vaktinde seni özlemek istiyorumdur. Böyle izinler iki taraf içinde verilmediği durumlarda işte sarmaşıklar içinde yaşamayı gerektiren durum oluşur, iki tarafta sarmaşıklar içinde yaşar ancak yalnızdır birliktelikte ki yalnızlık budur. Bir taraf her şeye hâkimdir ama aslında her şeye hâkim olmama isteği de vardır, insanın doğasında var olan yönlendirilme isteği aslında onunda istediği çok önemli duygulardan biridir. Her şeye hâkim olmak da hiçbir şeye hâkim olamamak da birliktelikte ki yalnızlığı oluşturan etmendir. Birliktelikte ki yalnızlık durumu had safhaya ulaştığında insanlar kendilerini gerçek yalnızlığa bırakırlar. Serbestliği yanlış amaçlar için kullanan bir üçüncü tarafa yönelen kişilerin seçilmemesi de dikkat edilmesi gereken başka bir husustur.

Birliktelikte ki yalnızlık durumundan gerçek yalnızlığa geçen insanlar gerçekten zor bir durumla karşı karşıyadırlar. Eğer yalnızlık durumunu kabullenip, ona boyun eğme ve onunla yaşamayı öğrenip, onu severek ona hâkim olma gücünü elde edemezse başka insanlarla başka birliktelikler deneyip durur ve hiçbirinde başarılı olamazlar, kısır döngü içerisine girer ve sürekli genellemeler yaparak erkekler şöyle kadınlar böyle gibi söylemlere başvururlar. İnsan kendi kendine yetebilmeyi öğrenebilsin ki başkasıyla tam olarak ilgilenebilsin ve onu da anlamaya başlasın.

Yalnızlığın doruk noktası Tanrıyla olan birlikteliğimizi bitirmektir. Bu birliktelikte hâkim olan taraf Tanrıdır çünkü Tanrı yalnızdır hatta yalnızlık Tanrıya mahsustur diye de bir söylem vardır. Belki de Tanrıların gücü de buradan gelmektedir yoksa inananların onu yalnızlaştırmasında mı bilemiyorum. Tanrıların emir ve yasaklarını uygulamaya çalışan insanlar bu birliktelikte ki yalnızlığa mahkum olmuşlardır, hayatlarını kendi doğrularına göre yaşamazlar ve ancak ölmek üzereyken aslında yaşamak istedikleri gibi yaşamadıklarını anlarlar bu durumda da iş işten geçmiştir ve ölüm ona gerçek yalnızlığı öğretir ancak ölüm burada döve döve öldüren bir cellattır.

Burada söylemeye çalıştığım yalnızlığı yüceltmek değil. Doğru birlikteliğin olabilmesi için yalnızlığı öğrenmek ona hâkim olmak onun gücüne sahip olmaktır. Birlikteliklerde yalnız kalmayı göze alabiliyorsan yani birlikteliği istediğin zaman bitirebilme gücüne sahipsen gerçek bir birlikteliğe de sahipsin demektir. Umarım öyle bir birlikteliği yakaladığınızda bitirme gücüne de sahip olamazsınız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Olmak ve Sahip Olmak (İsmail Sen)

8 Martın Rengi Pembe ya da Mor Değil "Kızıl"dır. (İlayda Urun)

Tanin no kao / Başkasının yüzü (İsmail Şen)